Arabuluculuk sistemi, tarafların içinde bulundukları uyuşmazlığı, tarafsız bir üçüncü kişi yardımıyla mahkemeye gitmeden ya da mahkeme yönlendirmesiyle çözmelerinde kullanabilecekleri, gizliliğin temel alındığı hızlı ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabulucu; uyuşmazlıkta karar veren taraf değil, çıkarları çatışan iki tarafın gönüllü olarak bir araya gelerek müzakerelerde bulunmasına, karşılıklı olarak kabul edebilecekleri bir çözüme ulaşmalarına, aralarındaki iletişimi kolaylaştırarak birbirlerini anlamalarına yardımcı olan tarafsız ve objektif bir üçüncü kişidir. Arabuluculuk süreci, arabulucunun katılımıyla yürütülmektedir.
Uyuşmazlık içinde olan tarafların Mahkemelerde açtığı davalarda karar veren hakimlerin aksine, arabuluculuk sürecinde görev alan arabulucu, uyuşmazlık hakkında herhangi bir karar vermemektedir. Arabulucunun faaliyeti de, davadaki gibi iddiaları ve savunmaları alarak tahkikat yapmak, delilleri toplamak, tarafların iddialarını ispat etmesini beklemek, kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar vermek değil, yalnızca tarafların müzakere sürecini kesintiye uğramadan devam ettirmelerini sağlamaktır. Keşif, bilirkişiye başvurma ve tanık dinleme gibi niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hakim tarafından yapılabilecek işlemler arabulucu tarafından yapılamaz. Bu yönüyle arabuluculuk, tarafların menfaatleri dengelendiği için her iki tarafın da kazandığı, kaybedenin olmadığı bir çözüm yoludur. Arabuluculuk; kazan-kazan anlayışı, yani “Kazanmak istiyorum – Senin de kazanmanı isterim” mantığına göre işler.
Arabulucunun almış olduğu eğitime ve kişisel özelliklerine dayalı mesleki becerileri ve iletişim teknikleri, tarafların kendilerini ifade etmesini, diğer tarafın sözünü kesmeden saygılı bir şekilde dinlemesini sağlayarak, tarafların menfaatlerini anlayarak ortaya çıkarmakta kullanılır. Ortalama 2-3 yıl süren sıradan bir iş davası veya ticari davayı ele alırsak, bu kadar uzun bir süre sonra gelen adalet de çoğu zaman değerini kaybetmektedir. Buna karşılık etkili ve uzman bir Arabulucu rehberliğinde uzlaşma birkaç oturumda sağlanabilir. Böylece, yargılama ile elde edilen çözüme göre, daha basit, daha çabuk ve birçok yönden daha tatminkar bir çözüm elde edilmiş olacaktır.
Gizlilik Esası:
Arabuluculuk faaliyetinin belki de en önemli özelliği, özel ve gizli olmasıdır. Arabuluculuk faaliyeti gizli olarak yürütülmektedir. Bunun aksine, taraflar arabuluculuk faaliyetinin gizli olarak yürütüleceğinden ve arabuluculuk esnasında verdikleri bilgilerin açıklanmayacağından emin olmazlarsa, gerekli bilgileri vermekten kaçınarak sürecin olumsuz sonuçlanmasına neden olabileceklerdir. Arabuluculuk sürecindeki beyanların, açıklanan bilgi ve belgelerin gizliliğinin korunması, sürecin gerektiği gibi yürümesi için olmazsa olmaz unsurlardandır.
Diğer yandan, iş hayatında şirketler hem ticari ihtilafları, hem de çalışanlarına dair ihtilafların ve bu ihtilaflar sonucunda verilen kararların duyulmasını tercih etmemektedirler. Mahkemede dava süreci aleni olarak yürütüldüğünden, yargılama sırasında gizliliğin korunması da pek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle hak aramaktan uzaklaşan şirketler de mevcuttur. Arabuluculuk sürecinde ise, “gizlilik ilkesi” ticari hayatta güven ortamının oluşmasına, tarafların rahat bir şekilde menfaatlerini dile getirmelerine olanak sağlar. Aynı zamanda iki tarafın verdiği bilgi ve belgeler süreç boyunca gizli kalmakta, varılan sonuç da paylaşılmamakta, böylece taraflar kendilerini güvende hissetmektedir.
Arabuluculuğa Başvuru Nasıl Yapılır?
Arabulucucuğa başvurulması taraflardan yalnız birinin talebiyle mümkün olup, daha sonra tarafların ikisinin de arabuluculuğu kabul etmesi gerekir. Ardından, Adalet Bakanlığı sitesindeki güncel arabulucular listesinden kendilerinin belirlediği bir arabulucu ile yahut adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına başvurarak uyuşmazlığın çözümü için bir arabulucu atanmasını talep edebilirler. Bunun dışında, dava açıldıktan sonra da, mahkemeler, taraflara arabuluculuk sistemi hakkında bilgi verebilir; arabuluculuğa yönlendirebilirler.
Arabuluculuk Sürecinin İşleyişi
Arabuluculuk sürecinde önce genellikle bir ön görüşme toplantısı yapılır. Bu ön görüşmede arabulucu, arabuluculuk sürecini, faydalarını ve diğer çözüm yöntemleri ile mukayesesini taraflara açıklayarak gizlilik ilkesinden ve varacakları sonucun her iki tarafı da bağlayıcı olacağından bahseder. Bu görüşmede genel esasları belirleyen bir tutanak imzalanarak, her iki taraf için uygun olan bir oturum tarihi belirlenir. Kararlaştırılan tarihteki oturumda, taraflardan iddialarını ve çözülmesini istedikleri konuları belirten kısa bir sunuş yapılması istenir. Arabulucu her iki tarafa eşit söz hakkı vererek, konuların açık ve net bir şekilde anlaşılması ve çözüm için nelere ihtiyaçları olduğu konusunda yardım eder. Tarafların birbirleriyle iletişim kurmaları, birbirlerinin ortak yönlerini daha iyi anlamaları, hukuki durumlardaki güçlü ve zayıf noktalarını düşünerek çözüme ulaşılmaması halinde ortaya çıkacak sonuçları görmeleri, böylece uyuşmazlığı sona erdirecek çözümler üretmeleri amaçlanır.
Arabuluculuk sürecinin sonunda uyuşmazlık konularının bir kısmında ya da tümünde anlaşma sağlanabileceği gibi, uyuşmazlık devam da edebilir. Anlaşma sağlanması halinde taraflarca anlaşma tutanağı imzalanır. Bu tutanağın bir örneği arabulucu tarafından Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na gönderilir. Dava sonucunda hasım olarak ayrılan taraflar, arabuluculukta uzlaşma halinde, uyuşmazlık ortamından kendi oluşturdukları çözümle ayrılmış olduklarından, bundan sonraki yaşamlarında mevcut uyuşmazlığın izlerini silerek ilişkilerini rahatlıkla sürdürebilmektedirler.
Kimler Arabuluculuk Yapabilir?
Arabuluculuğu, sadece Adalet Bakanlığı arabuluculuk siciline kayıtlı arabulucular yapabilmektedir. Hukuk Fakültesi mezunu olan ve mesleğinde en az beş yıllık deneyime sahip kişiler arabulucu olabilir. Arabulucular; sicil ve denetim bakımından Adalet Bakanlığı’na bağlıdır.
Hangi Konularda Arabuluculuğa Gidilebilir?
Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Yani; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda (örneğin; alım-satım sözleşmeleri, tüketici uyuşmazlıkları, eser sözleşmeleri, işçi alacakları, kira uyuşmazlıkları, tazminat vs…) taraflar arabulucuya gidebilirler. Tarafların sözleşme konusu yapamayacakları konularda örneğin ceza davalarında, nüfus kaydına ilişkin davalarda veya çocukların velayetine ilişkin davalarda arabuluculuk mümkün değildir.
Arabulucuya Başvurmak Dava Açma Hakkını Yok Eder Mi?
Taraflar arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak ve bu süreçten vazgeçmek konusunda tamamen serbest olduğundan, kendi isteğinizle başlattığınız bu süreci yine kendi isteğinizle sona erdirip mahkemeye başvurmanız mümkündür.
Arabuluculuk Maliyetli Bir Çözüm Yolu Mudur?
Arabuluculuk süreci sonuçlanana kadar taraflar, davadan farklı olarak herhangi bir harç yatırmak zorunda olmayıp, tebligat, bilirkişi, tanık ve keşif gibi giderler de ödemezler. Sadece, faaliyet süresine göre arabulucuya, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine uyarınca ücret ödenir. Ayrıca, özel bir toplantı yeri vs. gerekiyorsa, bu masrafların ödenmesi gerekir. Taraflar eğer avukatları ile bu sürece katılacaklarsa avukatlarına da ücret ödeyeceklerdir.
Arabuluculuk Süreci Sonunda Varılan Anlaşmanın Bağlayıcılığı
Arabuluculuk süreci sonunda taraflar bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşmayı, asıl uyuşmazlık hakkındaki yetki ve görev kurallarına göre belirlenecek olan hukuk mahkemesine ibraz edip, icra edilebilirliğine ilişkin bir şerh verilmesini talep edebileceklerdir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır. İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, dosya üzerinden de yapılabilecektir. Ancak, uyuşmazlık konusu aile hukukuna ilişkin ise bu işlemler aynı usulle belirlenecek aile mahkemesince ve duruşmalı olarak yapılacaktır. Eğer, davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa gidilmiş ise, yukarıdaki işlemler davaya bakan mahkemece yerine getirilecektir.
Arabuluculuk Yoluyla Anlaşmanın Avantajı
Dava boyunca yapmak zorunda kalınacak olan (posta gideri, bilirkişi, keşif vb. masraflar) tüm masraflar ve yargılama nedeniyle adliyeye ayırmak zorunda kalınan zamandan tasarruf edilmiş olacak, Mahkemeye göre daha kısa sürede sonuç elde edilebilecektir.
Sonuç olarak, tarafların kontrolünde olan, gizliliği ön plana çıkaran, Mahkemede rahat bir şekilde kendini ifade edemeyen tarafların daha uzun süre kendilerini ifade etmelerini sağlayan, tarafların kendi çözümlerini kendilerinin bulmalarını, böylece iki tarafın da kazanabileceği, sosyal ve ekonomik ilişkilerini devam ettirebilecekleri, şirketlerde şirket içi çatışmalar sonucu oluşan enerji kaybının önlenebileceği alternatif ve denenmesi gereken bir çözüm olduğundan bu müessesenin yaygınlaşması ve uzlaşma kültürünün ülkemizde de yaygınlaşmasını temenni etmekteyiz.
Av. Betül Gürsoy Hacıoğlu, Madeni Yağ Dünyası Dergisi
14.07.2017 - Hukuki Makale